Sert dağların pamuk gibi olduğu gün

TAHRAN (IQNA)- Kıyametin alametlerinden biri de yeryüzünün parçalanması ve dağların parça parça pamuğa dönüşmesidir. Kâria suresinde o gün yaşananların depremden daha büyük olduğundan bahsedilir.

Kur’an-ı Kerim’in 101. Suresi olan Kâria suresi Mekke’de inmiş olup 11 ayettir ve 30.cüzde yer akmaktadır. Peygamber Efendimiz’ e inen otuzuncu suredir.

“Kâria” kelimesinin surenin ilk üç ayetinde tekrarlanması vuran, çarpan, kapıyı çalan,yürekleri hoplatan şey demektir. Burada, kıyamet gününü ifade etmektedir.

Bazı müfessirler, kıyamet gününün kalplerin korku ile çarpması ve Allah’ın düşmanlarını azap ile çarpması olduğu için kıyamet gününe “Kâria” denmesinin nedeninin bu olduğunu söylemişlerdir.  Kıyamet gününde yerkürede meydana gelecek olan sarsıntının ne derece şiddetli olacağı anlamınada gelebilir.

Sure, üç ana konuya dikkat çeker: Kıyametin büyük ve ezici bir olay olduğuna, o gün insanların korku ve dehşet içinde dağınık bulunacakları ve insanların amellerinin özel terazilerle ölçüleceğini ve tartılacağını.

Bu sure başından sonuna kadar kıyamet gününde olacak olaylardan bahsederek o gün insanın içinde bulunduğu zorlukları, şartları ve kaderini anlatmaktadır.

Sevapları günahlarından çok olan insanların sonsuza kadar güzel bir hayat yaşayacakları, kötülükleri ve günahları sevaplarından fazla olanların ise cehenneme gireceklerindan bahsedilir.

Sure, Kıyamet Günü’ndeki iki büyük ve korkutucu olaya işaret etmektedir.

Kâria suresi 4. ayeti: “O gün insanlar sağa sola dağılmış kelebekler gibi olur” Kıyamet gününde insanların kabirlerinden kalkarak mahşer yerine gidişleri tasvir edilmektedir. İnsanlar o anda korku ve dehşet içerisinde dağınık bir halde bulunacaklarından yüce Allah onları sağa sola dağılmış kelebeklere benzetmiştir.

Kâria suresi 5. ayeti:  “Dağlar da atılmış renkli yüne dönüşür” Kıyamet günü için böyle bir alamet, insanın yaşadığı veya hayal ettiği olayların ötesindedir.

Bu surede bahsedilen bir diğer husus da, ahiret saadeti ve cennete kavuşmak için, insanın bu dünyada cennete girmeye layık olacak şekilde amel etmesi ve bu dünyada yaşaması gerektiğidir

Kâria suresi 6-7. ayetleri:  “Kimin tartılan amelleri ağır gelirse, İşte o mutlu bir hayat içinde olur.”

“Tartılan ameller” diye çevirdiğimiz mevâzîn kelimesi ya “tartılan şey” anlamına gelen ve amelleri ifade eden mevzûn kelimesinin veya “terazi” anlamına gelen mîzanın çoğuludur. Çoğul olarak kullanılması, o gün amellerin çeşitli vasıtalarla ölçü ve tartıya konulacağı ve her ameli ölçmek için özel bir terazinin olacağından olabilir.