Dünyanın başlangıcı ve sonu hakkında

Dünyanın başlangıcı ve sonu hakkındaki sorular her zaman insan zihnini meşgul etmiştir. Verilecek cevap ise insan hayatının yolunda belirleyici olacaktır.

Yazar ve dini araştırmacı Hüccetül İslam Velmüslimin Muhammed Ali Hüsrevi ölümden sonra diriliş, dünyanın başlangıcı ve sonu hakkında sıkça sorulan sorulara cevap verdi. Metin özeti şöyledir:

Tevhid inancına sahip olan ve sahip olmayan tüm insanlar için gündeme getirilen sorulardan biri, dünyanın başlangıcı ve sonu meselesidir. Nerden geldim ? Niye geldim? ve nereye gitmeliyim? soruları insanı meşgul eder.

Bu bilmeceyi çözemeyen insanlar, dünyayı ilk ve son sayfaları dökülen eski bir kitaba benzettiler. Yani eserin ne sahibi ne de sonu bellidir.

Allah’ın peygamberlerinin en önemli görevi bu iki soruyu cevaplamaktı ve Kur’an-ı Kerim’in tamamı burada özetleniyor ve dünyanın başlangıcı ve insan işinin yerine getirilmesi burada açıklanıyor. Ancak bunu kanıtlamak için felsefeye girmediler. Kur’an bu konuyu gayet objektif, gündelik ve bilinen meselelerle güzel bir şekilde ispatlamıştır.

Şöyle ki Kâf suresi 7-8 ayetlerinde şöyle buyuruluyor: “Yeryüzünü de düzledik, üzerine sarsılmaz dağlar yerleştirdik, orada her türden güzel bitkiler yetiştirdik..” Ayetler, bitkilerin büyümesinin iki sebebini belirtir biri  uyanış ve diğeri hatırlama içindir.

Sonraki ayetler şöyledir: “Bize yönelen her kula aydınlatıcı ve hatırlatıcı olsun diye.

Gökten bereketli yağmurlar indirdik, onunla nice bahçeler ve hasat edilen tahıllar yetiştirdik.

Bir de salkım salkım meyvesiyle göğe uzanan hurma ağaçları...” bu ayetler ise büyüme sürecini açıklar.

Surenin 11. ayetinde ise “Hepsi kullara rızık olsun diye. O yağmurla ölü toprağa can verdik. İşte insanların mezardan çıkışları da böyle olacak.” Yani felsefi konulara ihtiyaç yoktur. Allah’a inanmak ve ahiretle ilgili soruları cevaplamak için tabiata ve bahara bakmak yeterlidir.