IQNA

Kur’an okulu; Tevbe suresi hakkında / 5

İslam’da mücadelenin temeli

16:50 - December 05, 2022
Haber kodu: 3478486
Tevbe Suresi’nin 29. ayeti ile başlayan bir bölümü Allah’ın dininin hakim olmasını istemeyenleri tespit edip onlarla savaşmanın gerekliliğinden bahseder.

Tahran Üniversitesi Kur’an ve İtret Okulu öğretim görevlisi Hani Çitçiyan, ‘Tevbe suresi üzerinde düşünme’ toplantılar zincirinin beşinci oturumunda şu açıklamalarda bulundu:

Tebve Suresinin 29. ayetiyle başlayan bölümü çok önemli bir konuyu ele almaktadır: “Ehl-i kitap’tan Allah’a ve âhiret gününe inanmayan, Allah ve resulünün yasakladığını yasak saymayan ve hak dine uymayan kimselerle, yenilmiş olarak ve kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.”

Bu ayet önemlidir, çünkü İslam’ın savaşını müşriklere, yani ateizm iddiasında bulunanlara karşı olduğunu düşünebilirsiniz ve bu ayet, Allah’ın ve Resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dine inanmayanlarla savaşmanız. gerektiğini açıkça bildirmektedir.  O halde savaşacağınız kişi Hristiyan da olabilir, Yahudi de, hatta Müslüman da olabilir. Çünkü Müslümanlar da Ehl-i Kitap’tır.

Buna göre savaşmanın temeli kişinin dış görünüşü değil, Allah’ın dininin hakim olmasını istemeyenlerle savaşmaktır. Bu açıklama önemlidir bunun için Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Roma’ya mektup yazmıştır. Görünüşte Hristiyan olan ama temelleri Allah’ın dininin hakimiyetine engel olan bir hükümetti. Bu yüzden İslam, Ehli Kitap’tan da olsa temeli bu olan her akımla mücadele etmekle yükümlüdür.

İşin aslı Allah’ın hakimiyetidir ve temelde namaz kılıp kılmamakla ilgili değildir. Asıl soru Allah’ın hakimiyetini kabul edip etmememizdir. Allah, müminlere, Allah’tan başkasının eğemenliğini kurmak isteyenlerle savaşma görevini vermiştir. Bu ayette de Allah’ın onlarla sizin elinizle savaşmayı dilediğini söylüyor. Bu savaş küresel ve kapsamlıdır.

Tevbe suresinin 31. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Allah’ı bırakıp da din âlimlerini, rahiplerini, özellikle Meryem oğlu Mesîh’i rab edindiler. Oysa tek bir Tanrı’ya kulluk etmekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka tanrı yoktur; O yüceler yücesidir, onların yakıştırdıkları eş ve ortaklardan bütünüyle uzaktır.”

Burada yahudi ve hıristiyanların Allah’ı bırakıp da insanları rab edinmeleri eleştirilmektedir. Yahudiler bakımından bu kimseler onların din bilginleridir yani yahudi din âlimleri hakkında kullanılan ‘ahbâr’ ve Hıristiyanlar bakımından ise bu kimseler onların rahipleridir. Din bilginlerinin ve rahiplerin kendi çıkarlarının peşinde olmalarından körü körüne takip edilmemeleri gerektiğini söylüyor.

 

captcha