En iyi dost namaz
İbadet, namaz ve dua farklı inançlara sahip insanlar arasında olan davranışlar arasındadır. Ancak Allah’a karşı bir tür tevazu ifadesi olan namaz ne anlama gelir ve amacı nedir?
Acaba şimdiye kadar başkalarına nezaketleri, yardımları ve dostlukları için hiç teşekkür ettiniz mi? Tabii ki evet. Peki neden? Çünkü insan aklı ve vicdanı iyilik ve iyilik yapanların sevgisi ve nezaketi için teşekkürü emreder. Dolayısıyla nimet, insanı teşekküre mecbur eder ve onun anlayışı, aklı ve vicdanı teşekkür ve şükrün ana unsurlarıdır.
Bir arkadaşımız bize yardım ediyorsa, kitaplarını ve defterlerini ödünç veriyorsa, derslerimizde bize yol gösteriyorsa, birikmiş işlerimizi tamamlamamıza yardım ediyorsa, ders çalışmamızı sağlıyorsa, vs. kendimizi ona karşı bir türlü borçlu hisseder ve bir şekilde bunu telafi etmeye ve yaptığı iyilikler için ona teşekkür etmeye çalışırız.
Şüphesiz Allah bize nimetlerin en yücesini ve en güzelini vermiştir:
Bize akıl, ruh, irade, fikir ve yetenek verdi.
Hayat yolunda, mutluluğumuz için rehberler göndermiştir.
Varlığımız ve hayatımız onun elindedir.
Sahip olduğumuz her şey Yaratıcımızdandır.
O yaratandır ve bizler onun kulları ve yaratıklarıyız.
O her şeye kadirdir ve kimseye muhtaç değilken biz sınırlı, muhtaç ve güçsüzüz.
Biz okuyup ilim öğreniyorsak, bu, O'nun lütfu ve rahmetindendir. Ve bize öğrenme yeteneği vermiş olmasındandır.
Nefes alıyorsak ve hayatımızı idame ettiriyorsak bu iyi, sevgi dolu, güzel ve mükemmel olan Allah’ın bizlere sunduğu imkanlar sayesindedir.
Muhtaç bir kuldan Allah’a ibadetten başka ne beklenir?
İnsan gibi muhtaç ve aciz bir mahlukun Yaratıcısı karşısında kulluk, tevazu ve muhtaçlığını dile getirmesi ve dua etmesinden başka ne yapması beklenir?
Allah’ın açık ve gizli her türlü nimetlerinden yararlanan bir insandan, nimetlerin sahibi olan Allah’a teşekkür ederek şükretmek dışında ne beklenebilir?
Akıllı ve vicdanlıyız, Hakkı tanıyoruz, kuluz, muhtacız, şükrederiz ve başımızı secdeye koyup yaratıcımızın huzurunda ibadet ediyor ve namaz kılıyorsak ihtiyaçlarımızı ve sırlarımızı söylüyorsak bu Allah’a kulluğumuzu ifade etmek ve göstermek içindir.
Allah’a kulluk etmeyi reddedersek, yaratılışın asıl amacından uzaklaşmış oluruz. Çünkü yaratılışımızın mükemmelliği Allah’a kulluk etmektir: “Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât suresi, 56. Ayeti)
Allah, Yasin suresi, 61. ayetinde şöyle buyuruyor: “Ey Âdemoğulları! Size “Şeytana kulluk etmeyin, o sizin için apaçık bir düşmandır; bana kulluk edin, doğru yol budur” dememiş miydim?”
O halde Allah’a kulluk, emrine itaat etmez, semavî ve ebedî dinine uymazsak, nankörlük etmiş olup O’nun rahmetinden uzaklaşarak hayatın amacını, nimetlerin sahibini bilmediğimizi gösteririz. Allah’a kulluk etmeyen, şeytanın, zorbaların ve Allah’a karşı gelen güçlerin tuzağına düşer. Allah’a kulluk, insanı o kadar değerli kılar ki, onu kudretli güçlerin köleliğinden kurtarır.
Muhsin Kıraatinin ‘Namazın Gerçeği’ kitabından alıntıdır.
En çok konuşulan başlıklar 